ANKEBÛT SURESİ 46. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَلَا تُجَادِلُوا أَهْلَ الْكِتَابِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِلَّا الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ وَقُولُوا آمَنَّا بِالَّذِي أُنزِلَ إِلَيْنَا وَأُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَإِلَهُنَا وَإِلَهُكُمْ وَاحِدٌ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ tucâdilû | ve mücâdele etmeyin |
ehle el kitâbi | kitap ehli |
illâ | hariç, ...'den başka |
bi | ile, ...'e |
elletî | ki o |
hiye | o |
ahsenu | en ahsen, en güzel olan |
illâ | hariç, ...'den başka |
ellezîne | onlar |
zalemû | zulmettiler |
min-hum | onlardan |
ve kûlû | ve deyin |
âmennâ | biz îmân ettik |
bi | ile, ...'e |
ellezî | ki o |
unzile | indirildi |
ileynâ | bize |
ve unzile | ve indirildi |
ileykum | size |
ve ilâhu-nâ | ve bizim ilâhımız |
ve ilâhu-kum | ve sizin ilâhınız |
vâhıdun | tek, bir, aynı |
ve nahnu | ve biz |
lehu | ona |
muslimûne | teslim olanlar |
Ve kitap ehli ile onlardan zulmedenler hariç, en güzel olandan başka bir şekilde mücâdele etmeyin. Ve "Biz, bize indirilene ve size indirilene îmân ettik. Bizim İlâhımız ve sizin İlâhınız birdir (aynıdır). Ve biz, O’na teslim olanlarız." deyin.
ANKEBÛT SURESİ 46. Ayeti Ahmet Tekin Meali
İçlerinden zulmedenler, İslâm’ın gelişmesinin, müslümanların ilerlemesinin önünü kesme planları yapanlar ve uygulayanlar, haksızlık edenler, şirke girenler bir yana, ehl-i kitaptan ehl-i tevhid olanlarla yalnızca en güzel metodu, en güzel usulü kullanarak mücadele edin.
Ahmet Tekin
'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız, sizin Tanrınız birdir. Biz O’na teslim olan, İslâm’ı yaşayan müslümanlarız.' deyin.