Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَقَالُوا لَوْلَا أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَاتٌ مِّن رَّبِّهِ قُلْ إِنَّمَا الْآيَاتُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ﴿٥٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâlû lev lâ unzile aleyhi âyâtun min rabbi-hi kul innema el âyâtu indallâhi (inde allâhi) ve innemâ ene nezîrun mubînun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâlû ve dediler
lev lâ olmaz mı?
unzile indirildi
aleyhi ona
âyâtun âyetler
min rabbi-hi onun Rabbinden
kul de ki
innema sadece, ancak
el âyâtu âyetler
indallâhi (inde allâhi) Allah'ın katında
ve innemâ ve sadece, ancak
ene ben
nezîrun nezir, uyarıcı
mubînun apaçık

Ve: "Ona Rabbinden âyetler (mucizeler) indirilseydi olmaz mıydı?" dediler. De ki: "Muhakkak ki âyetler (mucizeler), ancak Allah’ın katındadır. Ve ben, sadece apaçık bir nezirim (uyarıcıyım)."

ANKEBÛT SURESİ 50. Ayeti Ali Bulaç Meali

Dediler ki: "Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?" De ki: "Ayetler yalnızca Allah'ın katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım."

Ali Bulaç