Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَوْلَا أَجَلٌ مُّسَمًّى لَجَاءهُمُ الْعَذَابُ وَلَيَأْتِيَنَّهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ﴿٥٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yesta'cilûne-ke bi el azâbi ve lev lâ ecelun musemmen le câe-hum el azâbu ve le ye'tiyenne-hum bagteten ve hum lâ yeş'urûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yesta'cilûne-ke ve senden acele istiyorlar
bi el azâbi azabı
ve lev lâ ve olmasaydı
ecelun ecel, zaman
musemmen belirlenmiş
le elbette, mutlaka
câe-hum onlara geldi
el azâbu azap
ve le ye'tiyenne-hum ve mutlaka onlara gelecek
bagteten ansızın
ve hum ve onlar
lâ yeş'urûne farkına varmazlar, farkında değilken

Ve azabı senden acele istiyorlar. Eğer zamanı belirlenmiş olmasaydı, azap onlara mutlaka (hemen) gelirdi. Ve (azap), onlara mutlaka ansızın ve onlar farkında değilken gelecek.

ANKEBÛT SURESİ 53. Ayeti Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bir de senden acele azâb istiyorlar, eğer müsemmâ bir ecel olmasa idi o azab onlara muhakkak gelmişti ve elbette o kendilerine gelecek, şuurları olmıyarak ansızın gelecek

Elmalılı Hamdi Yazır