Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


يَوْمَ يَغْشَاهُمُ الْعَذَابُ مِن فَوْقِهِمْ وَمِن تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ وَيَقُولُ ذُوقُوا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٥٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yevme yagşâ-hum el azâbu min fevkı-him ve min tahti erculi-him ve yekûlu zûkû kuntum ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yevme gün
yagşâ-hum onları örtecek, kaplayacak
el azâbu azap
min fevkı-him onların üstünden
ve ve
min ...'den
tahti alt
erculi-him onların ayakları
ve yekûlu ve der
zûkû tadın
şey(ler)
kuntum siz ... oldunuz
ta'melûne siz yapıyorsunuz

O gün azap, üstlerinden ve ayaklarının altından onları kaplayacak. Ve (Allah), "Yapmış olduğunuz şeyleri (cezasını) tadın!" diyecek.

ANKEBÛT SURESİ 55. Ayeti Muhammed Esed Meali

azabın onları hem tepelerinden, hem de ayaklarının altından saracağı Gün (kuşatacaktır). O Gün Allah: "İşte şimdi yaptıklarınızı(n meyvelerini) tadın!" diyecektir.

Muhammed Esed