ANKEBÛT SURESİ 58. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ ﴿٥٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve ellezîne
âmenû
ve amilû es sâlihâti
le nubevvienne-hum
min el cenneti
gurafan
tecrî
min tahti-hâ
el enhâru
hâlidîne
fî-hâ
ni'me
ecru
el âmilîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne | ve onlar |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve amilû es sâlihâti | ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar |
le nubevvienne-hum | mutlaka onları yerleştireceğiz |
min el cenneti | cennette |
gurafan | yüksek yerler, köşkler |
tecrî | akar |
min tahti-hâ | onun altından |
el enhâru | nehirler |
hâlidîne | kalıcıdırlar, kalacak olanlar |
fî-hâ | orada |
ni'me | ne güzel |
ecru | ecir, ücret |
el âmilîne | amel edenler, amel işleyenler |
Ve onlar ki âmenû oldular (Allah’a ulaşmayı dilediler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler. Onları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!
ANKEBÛT SURESİ 58. Ayeti Harun Yıldırım Meali
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
Harun Yıldırım