Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّن نَّزَّلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ مِن بَعْدِ مَوْتِهَا لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ ﴿٦٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve le in seelte-hum men nezzele min es semai (mines semai) mâen fe ahyâ bihi el arda min ba'di mevti-hâ le yekûlunne allahu kuli el hamdu lillâhi (li allâhi) bel ekseru-hum lâ ya'kılûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
le elbette, mutlaka, muhakkak ki
in eğer
seelte-hum onlara sordun
men kim
nezzele indirdi
min ...'den
es semai (mines semai) sema, gök
mâen su
fe artık, böylece
ahyâ hayat verdi
bihi onunla
el arda arz, yeryüzü
min ...'den
ba'di sonra
mevti-hâ onun ölümü
le elbette, mutlaka
yekûlunne mutlaka diyecekler, derler
allahu Allah
kuli de ki
el hamdu hamd
lillâhi (li allâhi) Allah'a ait
bel hayır
ekseru-hum onların çoğu
lâ ya'kılûne akıl etmezler

Ve eğer onlara: "Semadan suyu indiren ve böylece onunla arza ölümünden sonra hayat veren kimdir?" diye sorarsan mutlaka, "Allah" derler. De ki: "Hamd, Allah’a aittir." Hayır, onların çoğu akıl etmezler.

ANKEBÛT SURESİ 63. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâdan suyu tenzîl edip de (şuurunda hakikat ilmi açığa çıkarıp), ölümünden sonra (hakikat şuurundan mahrum ölü gibi yaşarken) onunla arzı (bedeni) kim diriltti?" diye sorsan, elbette: "Allâh" diyecekler. . . De ki: "El Hamdu lillâh = Hamd, Allâh'a aittir!" Hayır, onların çoğu aklını kullanıp bunları değerlendirmezler!

Ahmed Hulusi