Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَإِنَّ الدَّارَ الْآخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ﴿٦٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve hâzihi el hayâtu ed dunyâ illâ lehvun ve laibun ve inne ed dâre el âhırate le hiye el hayevânu lev kânû ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
değil
hâzihi bu
el hayâtu ed dunyâ dünya hayatı
illâ ...'den başka, hariç
lehvun eğlence
ve laibun ve oyun
ve inne ve muhakkak ki
ed dâre el âhırate ahiret yurdu
le elbette, mutlaka
hiye o
el hayevânu gerçek hayat
lev eğer, şâyet, keşke
kânû ... oldular
ya'lemûne bilirler

Ve bu dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muhakkak ki ahiret yurdu, elbette o gerçek hayattır. Keşke bilselerdi.

ANKEBÛT SURESİ 64. Ayeti Diyanet İşleri (eski) Meali

Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!

Diyanet İşleri (eski)