Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti le nukeffirenne an-hum seyyiâti-him ve le necziyenne-hum ahsene ellezî kânû ya'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
ellezîne onlar
âmenû âmenû oldular (hayattayken Allah'a ulaşmayı dilediler)
ve amilû es sâlihâti ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
le mutlaka, elbette
nukeffirenne mutlaka örteceğiz
an-hum onlardan
seyyiâti-him onların seyyiatleri, günahları
ve le ve mutlaka, elbette
necziyenne-hum onları mutlaka mükâfatlandıracağız
ahsene daha ahsen, daha güzel
ellezî onlar
kânû oldular
ya'melûne yapıyorlar

Ve âmenû olanlar (hayattayken Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, onların seyyiatlerini (günahlarını) mutlaka örteceğiz ve onları mutlaka yaptıklarının daha ahseni (güzeli) ile mükâfatlandıracağız.

ANKEBÛT SURESİ 7. Ayeti Ahmet Tekin Meali

İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlerin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanların, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanların, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlerin kusurlarını sileceğiz, bağışlayacağız. Onları, işlemeye devam ettikleri amellerin, elbette daha güzelini, daha değerlisini ölçü alarak mükâfatlandıracağız.

Ahmet Tekin