ANKEBÛT SURESİ 8. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَإِن جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve vassaynâ
el insâne
bi vâlidey-hi
husnen
ve in
câhedâ-ke
li tuşrike
bî mâ
leyse
leke
bi-hi
ilmun
fe
lâ tutı'humâ
ileyye merciu-kum
fe
unebbiu-kum
bimâ
kuntum
ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve vassaynâ | ve vasiyet ettik, emrettik |
el insâne | insan |
bi vâlidey-hi | onun anne ve babasına |
husnen | güzellikle, güzel |
ve in | ve eğer, ise |
câhedâ-ke | ikisi seninle cihad etti, mücâdele etti |
li tuşrike | senin şirk koşman için |
bî mâ | şey ile |
leyse | değil, yok, olmayan |
leke | sana, senin |
bi-hi | onunla (onun hakkında) |
ilmun | ilim, bilgi |
fe | o zaman, o taktirde |
lâ tutı'humâ | o ikisine itaat etme |
ileyye merciu-kum | sizin dönüşünüz bana |
fe | o zaman, o taktirde |
unebbiu-kum | size haber vereceğim |
bimâ | şeyle, şeyi |
kuntum | siz ... oldunuz |
ta'melûne | siz yapıyorsunuz |
Ve Biz insana, anne ve babasına güzel davranmasını vasiyet ettik (emrettik). Ve eğer onlar, hakkında bilgin olmayan bir şey ile Bana şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse o taktirde, o ikisine itaat etme. Dönüşünüz, Banadır. O zaman yapmış olduklarınızı size haber vereceğim.
ANKEBÛT SURESİ 8. Ayeti Celal Yıldırım Meali
İnsana, ana babasına iyi davranmasını, güzellikle muamele etmesini tavsiye ettik. (Bununla beraber) onlar, hakkında bilgin olmadığı bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşıp ağırlıklarını koymaya çalışırlarsa, o zaman onlara itaat etme; dönüşünüz ancak banadır; yapageldiklerinizi size bir bir haber veririm.
Celal Yıldırım