Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الأَرْضَ مِن بَعْدِ أَهْلِهَا أَن لَّوْ نَشَاء أَصَبْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ ﴿١٠٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e ve lem yehdi li ellezîne yerisûne el arda min ba'di ehli-hâ en lev neşâu esab-nâ-hum bi zunûbi-him ve natbeu alâ kulûbi-him fe hum lâ yesmeûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e ve lem yehdi ve hidayete erdirmez mi
li ellezîne o kimseleri
yerisûne el arda yeryüzüne varis olurlar
min ba'di ...’den sonra
ehli-hâ onun ehli, halkı
en lev neşâu eğer dilemiş olsaydık, dileseydik
esab-nâ-hum onlara musibet isabet ettirdik, cezalandırdık
bi zunûbi-him günahları sebebiyle
ve natbeu ve tabederiz, damgalarız, mühürleriz
alâ kulûbi-him kalplerinin üzerini
fe hum böylece, artık onlar
lâ yesmeûne işitmezler (işitemezler)

Ve de onun (o ülkenin) halkından sonra, yeryüzüne varis olanları hidayete erdirmez mi? Eğer dileseydik günahları sebebiyle onlara (musibetler) isabet ettirirdik. Ve kalplerinin üstünü tabederdik (açılamaz damga vururduk) de artık onlar işitmezlerdi.

A'RÂF SURESİ 100. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Helâk olan toplumun mirasçısı olan halk (hâlâ) şu gerçeği fark etmedi mi: Eğer dilesek onların suçları yüzünden onlara musîbetler isâbet ettirir, kalplerini mühürleriz (bilinçlerini kilitleriz) de artık onlar algılayamazlar!

Ahmed Hulusi