A'RÂF SURESİ 108. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ ﴿١٠٨﴾
A'RÂF SURESİ 108. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve neze'a | ve çekip çıkardı |
yede-hu | elini |
fe izâ | o zaman, olduğu zaman, öyle olunca |
hiye | o |
beydâu | beyaz |
li en nâzırîne | görenlere, bakanlara |
Ve elini (göğsünden) çekip çıkardığı zaman bakanlar, onun (elinin) beyaz olduğunu (gördüler).
A'RÂF SURESİ 108. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
Diyanet İşleri
Elini koltuğuna sokup çıkarınca bakanlar gördüler ki bembeyaz, parıl-parıl parlayan bir el.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Adem Uğur
Ve (Musa) elini çekip çıkardı, birden o (el) parlayan beyaz ışık hâlinde göründü!
Ahmed Hulusi
Mûsâ elini koynundan çıkardı. Eli bembeyaz, ışıl ışıl olmuştu. Bakanların gözünü kamaştırıyordu.
Ahmet Tekin
Ardından elini çıkardı. O da bakanlara bembeyaz görünüverdi.
Ahmet Varol
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Ali Bulaç
Bir de elini (koynundan) çıkardı ki, ne görsünler; seyredenlere, eli bembeyaz ışık saçıyor.
Ali Fikri Yavuz
(107-10) 8 Musa, asasini yere atar atmaz apacik bir yilan oluverdi; elini cikardi, bakanlar bembeyaz oldugunu gorduler. *
Bekir Sadak
Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi.
Celal Yıldırım
(107-108) Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
Diyanet İşleri (eski)
Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Diyanet Vakfi
Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Edip Yüksel
ve elini sıyırdı çıkardı, ne baksın o bakanlara bembeyaz parlıyor
Elmalılı Hamdi Yazır
Elini sıyırıp çıkardı, ne baksın; o seyredenlere ışık saçan bembeyaz bir el!
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ve elini yeninin altından çıkardı, bakanlar onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Seyyid Kutub
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Gültekin Onan
Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
Hasan Basri Çantay
Ve elini (koynundan) çıkardı, bir de ne görsünler, o da bakanlara bembeyaz (nûr saçan bir el)!
Hayrat Neşriyat
Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
İbni Kesir
Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!
Muhammed Esed
Ve elini (cebinden) çıkardı, o hemen bakanlar için bembeyaz (bir nûr) kesildi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve elini çıkardı. Bir de ne görsünler! O da bakanlara bembeyaz görünüyor!
Ömer Öngüt
Elini koynuna soktu. O şimdi bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz bir el idi
Şaban Piriş
(107-108) Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Suat Yıldırım
Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
Süleyman Ateş
(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi) .
Tefhim-ul Kuran
Elini çıkardı; o da bakanların gözlerini alan bir beyazlıktı.
Ümit Şimşek
Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.
Yaşar Nuri Öztürk
Elini koynundan çıkardı, ne görsünler bembeyaz, pırıl pırıl parlıyor.
Abdullah Parlıyan
Elini çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Bayraktar Bayraklı
Ve elini (koynuna sokup) çıkardı ki, bir de ne görsünler o, bakan kimseler için parlak ve ışık saçan bir el haline gelmiş!
Cemal Külünkoğlu
Elini çıkardı, (bir de ne görsün) bakanlara bembeyaz (oluverdi)!
Kadri Çelik
Sonra, (koynuna götürdüğü) sağ elini de sıyırıp çıkarıverdi; o da, orada bulunan herkesin hayret dolu bakışları altında bembeyaz ve parlak mı parlaktı!
Ali Ünal
Elini çıkardı, o da hemen bakanlara bembeyaz parlayıverdi.
Harun Yıldırım
Ve elini çıkardı: Bir de baktılar ki, göz kamaştırıcı bir parlaklık!
Mustafa İslamoğlu
Elini çıkardı, o da ne?! Bakanlar için parlayan bembeyaz bir şey!
Sadık Türkmen
Elini koynundan çekince, bakanlar elinin bembeyaz olduğunu gördü.
İlyas Yorulmaz
Ve elini (göğsünden) çekip çıkardığı zaman bakanlar, onun (elinin) beyaz olduğunu (gördüler).
İmam İskender Ali Mihr