Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


قَالَ أَلْقُوْاْ فَلَمَّا أَلْقَوْاْ سَحَرُواْ أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ ﴿١١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâle elkû fe lemmâ elkav seharû a'yune en nâsi ve isterhebû-hum ve câû bi sihrin azîmin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâle dedi
elkû atın
fe lemmâ o zaman, ... olduğu zaman
elkav attılar
seharû sihirlediler, büyülediler
a'yune en nâsi insanların gözleri
ve isterhebû-hum ve onları korkuttular
ve câû ve geldiler (getirdiler)
bi sihrin bir sihir (büyü) ile
azîmin büyük

(Musa A.S): “Atın!” dedi. (Sihirbazlar) attıkları zaman insanların gözlerini büyülediler ve onları korkuttular ve büyük bir sihirle geldiler.

A'RÂF SURESİ 116. Ayeti Ali Ünal Meali

Musa, “Siz bırakın!” dedi. Büyücüler, son hazırlıklarını yapıp ellerindeki bütün büyü vasıtalarını yere bırakınca, orada bulunan herkesin bakışlarını büyülediler, onları dehşete düşürdüler ve çok büyük bir büyü ortaya koydular.

Ali Ünal