A'RÂF SURESİ 127. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَقَالَ الْمَلأُ مِن قَوْمِ فِرْعَونَ أَتَذَرُ مُوسَى وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَآلِهَتَكَ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَاءهُمْ وَنَسْتَحْيِي نِسَاءهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ ﴿١٢٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle el meleu | ve ileri gelenler dedi |
min | ...'den |
kavmi fir'avne | firavunun kavmi |
e tezeru | bırakacak mısın, terkedecek misin |
mûsâ | Musa (as) |
ve kavme-hu | ve onun kavmini |
li yufsidû | fesat çıkarsınlar diye (çıkarmaları için) |
fi el ardı | yeryüzünde |
ve yezere-ke | ve seni terkederler |
ve âlihete-ke | ve senin ilâhlarını |
kâle | dedi |
se nukattilu | yakında keseceğiz (öldüreceğiz) |
ebnâe-hum | onların oğulları |
ve nestahyî | ve sağ (canlı) bırakacağız |
nisâe-hum | onların kadınları |
ve in-nâ | ve muhakkak ki biz |
fevka-hum | onların üstünde |
kâhirûne | kahhar olanlar, hakimiyet, güç ve kuvvet sahibi olanlar |
Ve firavunun kavminden ileri gelenler şöyle dedi: “Musa (A.S)’ı ve onun kavmini, yeryüzünde fesat çıkarsınlar ve seni ve ilâhlarını terketsinler diye bırakacak mısın?” (Firavun): “Onların oğullarını keseceğiz (öldüreceğiz) ve kadınlarını sağ (canlı) bırakacağız.” Ve muhakkak ki; biz onların üstünde kahharız (onlara güç kullanacak, tutup yakalayacak kuvvetteyiz).” dedi.
A'RÂF SURESİ 127. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: “Musa ile kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapmaları, seni ve ilahlarını terk etmeleri için mi bırakacaksın?” O da: “Oğullarını öldürür, kadınlarını sağ bırakırız. Elbette biz onlar üzerinde kahredici bir güce sahibiz.” dedi.
Harun Yıldırım