Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


قَالُواْ أُوذِينَا مِن قَبْلِ أَن تَأْتِينَا وَمِن بَعْدِ مَا جِئْتَنَا قَالَ عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الأَرْضِ فَيَنظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ ﴿١٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlû ûzînâ min kabli en te'tiye-nâ ve min ba'di mâ ci'te-nâ kâle asâ rabbu-kum en yuhlike aduvve-kum ve yestahlife-kum fî el ardı fe yanzure keyfe ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlû dediler
ûzînâ bize eziyet edildi
min kabli ...’den önce
en te'tiye-nâ senin bize gelmen
ve min ba'di ve ...’den sonra
mâ ci'te-nâ bize getirdiğin şey
kâle dedi
asâ umulur ki, belki
rabbu-kum Rabbiniz
en yuhlike helâk etmesi
aduvve-kum sizin düşmanlarınız
ve yestahlife-kum ve sizi halifeler yapar, onların yerine geçirir
fî el ardı yeryüzünde
fe yanzure böylece bakar
keyfe nasıl
ta'melûne amel ediyorsunuz, edeceksiniz

Şöyle dediler: “Sen, bize gelmeden önce de ve bize getirdiğin şeyden sonra da bize eziyet edildi, (Hz. Musa da) dedi ki: “Umulur ki; Rabbiniz sizin düşmanınızı helâk eder (yok eder) ve yeryüzünde sizleri halifeler yapar (onların yerine hakim kılar). Böylece nasıl amel edeceğinize (davranacağınıza) bakar.”

A'RÂF SURESİ 129. Ayeti Ali Ünal Meali

(Firavun’un işkencelerine maruz bulunan kavmi, Musa’ya şikâyet dolu) sızlanıyordu: “Biz, sen gelmeden önce de işkenceye maruzduk, şimdi sen geldikten sonra da maruzuz.” Musa ise, (onları hem teselli hem ikaz ederek, şöyle) diyordu: “Ne biliyorsunuz ki, bakarsınız Rabbiniz düşmanınızı helâk eder de, yeryüzünün herhangi bir yerinde size de bir hakimiyet verir. Verir de, siz nasıl davranacaksınız bir de ona bakar.”

Ali Ünal