Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَلَمَّا سُقِطَ فَي أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْاْ أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّواْ قَالُواْ لَئِن لَّمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ ﴿١٤٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lemmâ sukıta fî eydî-him ve raev enne-hum kad dallû kâlû le in lem yerham-nâ rabbu-nâ ve yağfir-lenâ le nekûnenne (le nekûne enne) min el hâsirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lemmâ ve olduğu zaman
sukıta fî eydî-him ellerinin arasına düşürüldü (aklı başına geldi, yanıldığını anladı, pişman oldu)
ve raev ve gördüler
enne-hum (kendilerinin), ... olduğunu
kad olmuş
dallû dalâlete düştüler
kâlû dediler
le in elbette, gerçekten eğer
lem yerham-nâ bize merhamet etmezse
rabbu-nâ Rabbimiz
ve yağfir-lenâ ve bize mağfiret eder
le nekûnenne (le nekûne enne) muhakkak biz oluruz
min el hâsirîne hüsrana düşenlerden

Ve ellerinin arasına düşürülünce (akılları başlarına gelince pişman oldular) dalâlete düşmüş olduklarını gördüler: “Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi mağfiret etmezse, mutlaka biz hüsrana düşenlerden oluruz.” dediler.

A'RÂF SURESİ 149. Ayeti Ahmet Varol Meali

Yaptıklarına pişman oldukları ve sapıklığa düştüklerini anladıkları zaman: 'Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa zarar edenlerden oluruz' dediler.

Ahmet Varol