Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِن بَعْدِيَ أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ وَأَلْقَى الألْوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأْسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُ إِلَيْهِ قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُواْ يَقْتُلُونَنِي فَلاَ تُشْمِتْ بِيَ الأعْدَاء وَلاَ تَجْعَلْنِي مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ ﴿١٥٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lemmâ recea mûsâ ilâ kavmi-hî gadbâne esifen kâle bi'se mâ haleftumû-nî min ba'dî e aciltum emre rabbi-kum ve elka el elvâha ve ehaze bi re'si ahî-hi yecurru-hu ileyhi kâle ibne umme inne el kavme istad'afû-nî ve kâdû yaktulûne-nî fe lâ tuşmit biyel a'dâe (biye el a'dâe) ve lâ tec'al-nî mea el kavmi ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lemmâ ve olduğu zaman, olunca
recea mûsâ Musa (as) döndü
ilâ kavmi-hî kavmine
gadbâne öfkeli, kızgın
esifen üzüntülü, mahzun
kâle dedi
bi'se mâ ne kötü
haleftumû-nî benim yerime geçtiniz, bana halef oldunuz
min ba'dî ...’den sonra
e aciltum acele mi ettiniz
emre rabbi-kum Rabbinizin emri
ve elka el elvâha levhaları bıraktı (attı)
ve ehaze ve aldı, tuttu
bi re'si başını
ahî-hi onun kardeşi, kardeşi
yecurru-hu onu çekiyor
ileyhi ona, kendisine
kâle ibne umme dedi, anne oğlu, annem oğlu
inne el kavme istad'afû-nî muhakkak ki bu kavim beni hakir gördü, güçsüz, zayıf buldu
ve kâdû ve neredeyse, az kalsın
yaktulûne-nî beni öldürüyorlar
fe lâ tuşmit artık yüzlerini güldürme, sevindirme
biyel a'dâe (biye el a'dâe) benimle o düşmanları
ve lâ tec'al-nî ve beni kılma
mea el kavmi ez zâlimîne zalim kavimle beraber, birlikte

Ve Musa (A.S), (Allahû Tealâ’nın huzurundan) üzüntülü ve öfkeli olarak döndüğü zaman (Allahû Tealâ, ona kavminin saptığını söylemişti: Taha-85). Onlara şöyle dedi: “Benden sonra (benim yokluğumda) bana ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrine acele mi ettiniz (beklemediniz)?” Ve levhaları bıraktı. Kardeşinin başını tuttu. Onu kendine doğru çekiyor(ken), (Harun A.S) şöyle dedi: “Ey annem oğlu! Muhakkak ki; (bu) kavim, beni zayıf (güçsüz) buldu. Neredeyse beni öldürüyorlardı. Artık benimle (bana böyle yaparak), düşmanlarımın yüzlerini güldürme (sevindirme) ve beni, zalim kavim ile beraber kılma.”

A'RÂF SURESİ 150. Ayeti İlyas Yorulmaz Meali

Musa öfkeli ve üzgün bir durumda kavmine döndüğünde, “Benim arkamdan ne kadar kötü bir iş yaptınız” diyerek levhaları atmış ve kardeşinin başını kendine çekip yakalamıştı. Kardeşi (Harun) “Ey anamın oğlu! Bu topluluk beni dinlemeyerek yönetimde beni güçsüz bıraktılar, neredeyse beni öldüreceklerdi. Beni düşmanlara karşı rezil etme ve beni haksızlık yapan bu toplulukla bir tutma” dedi.

İlyas Yorulmaz