A'RÂF SURESİ 160. Ayeti Kadri Çelik Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَقَطَّعْنَاهُمُ اثْنَتَيْ عَشْرَةَ أَسْبَاطًا أُمَمًا وَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى إِذِ اسْتَسْقَاهُ قَوْمُهُ أَنِ اضْرِب بِّعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانبَجَسَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ الْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْهِمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى كُلُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَكِن كَانُواْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿١٦٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
katta'nâ-hum | ve biz onları ayırdık |
isnetey aşrate | on iki |
esbâtan | sıbt’lar, sıbt nesil, kol, grup |
umemen | topluluk, ümmet |
ve evhay-nâ | ve biz vahyettik |
ilâ mûsâ | Musa (as)'a |
iz isteskâ-hu | ondan su istediği zaman |
kavmu-hu | onun kavmi |
en ıdrıb | (vurmak) vurması |
bi asâ-ke | senin asan ile (asası ile) |
el hacer | taş |
fe inbeceset | hemen fışkırdı |
min-hu | ondan |
isnetâ aşrate | on iki |
aynen | pınar |
kad | oldu |
alime | bildi |
kullu unâsin | bütün insanlar, her grup insan |
meşrabe-hum | onların (kendilerinin) içeceği yer |
ve zallelnâ | ve biz gölgeledik |
aleyhim | onların üzerini |
el gamame | bulut |
ve enzelnâ | ve indirdik |
aleyhim el menne | onlara kudret helvası |
ve es selvâ | ve bıldırcın |
kulû | yeyin |
min tayyibâti | helâl olanlardan |
mâ razaknâ-kum | sizi rızıklandırdığımız şeyler |
ve mâ zâlemû-nâ | ve bize zulmetmediler |
ve lâkin | ve fakat |
kânû | oldular, ... idi |
enfuse-hum | kendi nefslerine (kendilerine) |
yazlimûne | zulmediyorlar |
Ve onları ümmet olarak on iki sıbt’a ayırdık. Kavmi ondan su istediği zaman, Musa (A.S)’a asasını taşa vurmasını vahyettik. Hemen ondan on iki pınar fışkırdı. Her grup insan, içeceği yeri bildi. Ve onların üzerini bulutla gölgeledik. Ve onlara, kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız helâl şeylerden yeyin! Ve (onlar), Bize zulmetmediler, fakat kendi nefslerine zulmettiler.
A'RÂF SURESİ 160. Ayeti Kadri Çelik Meali
Biz İsrail oğullarını ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediğinde Musa'ya, “Asanla taşa vur” diye vahyettik de böylece (asasıyla taşa vurunca) ondan on iki pınar fışkırdı. Herkes içeceği yeri belledi. Bulutla üzerlerine gölge yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin (dedik).” Onlar, (nankörlük etmekle) bize değil, aslında kendilerine zulmediyorlardı.
Kadri Çelik