A'RÂF SURESİ 163. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
واَسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ إِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعاً وَيَوْمَ لاَ يَسْبِتُونَ لاَ تَأْتِيهِمْ كَذَلِكَ نَبْلُوهُم بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ ﴿١٦٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ves'el-hum | ve onlara sor |
an el karyeti elletî | beldeden ki; o |
kânet | idi, oldu |
hâdırate el bahri | deniz kenarında |
iz ya'dûne | haddi aşıyorlardı |
fî es sebti | cumartesi gününde (onların yasak uygulama gününde) |
iz te'tî-him | onlara geldiği zaman |
hîtânu-hum | balıkları |
yevme | o gün |
sebti-him | cumartesi günü (onların yasak uygulama günü) |
şurraan | akın akın |
ve yevme | ve o gün |
lâ yesbitune | yasak uygulamama (günü) |
lâ te'tî-him | onlara gelmiyorlar |
kezâlike | işte böylece |
neblû-hum | onları imtihan ediyoruz |
bi-mâ | şey sebebiyle, dolayı |
kânû | oldular |
yefsukûne | fıska düşüyorlar |
Ve onlara (bir zamanlar) deniz kenarında olan beldeden sor. Balıkları onlara yasak uygulama günlerinde (cumartesi günü) akın akın geldiği zaman, (o gün) cumartesi gününde haddi aşıyorlardı (yasağı uygulamıyorlardı). Ve yasak uygulamama günü onlara (balıklar) gelmiyorlardı. İşte böyle, fıska düşmüş olduklarından dolayı onları imtihan ediyorduk.
A'RÂF SURESİ 163. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Ey peygamber! Onlara denizin kıyısındaki o kasabanın başına gelen felaketten sor. Hani onlar yasak edildiği halde cumartesi gününde balık avlayarak saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü ibadet için saygı gösterdikleri ve tatil yaptıkları cumartesi günü balıklar sürüler halinde kıyıya gelirlerdi. cumartesi gününü tatil yapmadıklarında ise balıklar kıyıya gelmezlerdi. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle, işte böylece imtihan ediyorduk.
Abdullah Parlıyan