Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ أَنجَيْنَا الَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ السُّوءِ وَأَخَذْنَا الَّذِينَ ظَلَمُواْ بِعَذَابٍ بَئِيسٍ بِمَا كَانُواْ يَفْسُقُونَ ﴿١٦٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lemmâ nesû mâ zukkirû bi-hî enceynâ ellezîne yenhevne an es sûi ve ahaznâ ellezîne zalemû bi azâbin beîsin bi-mâ kânû yefsukûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe lemmâ artık, böylece ... olduğu zaman, olunca
nesû unuttular
mâ zukkirû hatırlatıldıkları şey, öğüt verildikleri şey
bi-hî onunla
enceynâ ellezîne kurtardık ki onlar
yenhevne nehyediyorlar (yasaklıyorlar)
an es sûi kötülüklerden
ve ahaznâ ellezîne ve o kimseleri yakaladık, aldık
zalemû zulmettiler
bi azâbin bir azap ile
beîsin çetin, zor, şiddetli
bi-mâ şey sebebiyle, dolayısıyla
kânû oldular
yefsukûne fıska düşüyorlar

Artık onunla öğüt verildikleri şeyi unuttukları zaman, kötülükten men (nehy) edenleri kurtardık. Ve zulüm edenleri, fıska düşmüş olduklarından dolayı kötü bir azapla aldık (yakaladık).

A'RÂF SURESİ 165. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Öğütçülerin öğütlerini unuttukları zaman biz de, onları kötülükten nehyedenleri kurtardık, zulmedenleriyse, emirden çıktıkları için pek şiddetli bir azâba uğrattık.

Abdulbaki Gölpınarlı