A'RÂF SURESİ 167. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَن يَسُومُهُمْ سُوءَ الْعَذَابِ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١٦٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve iz teezzene
rabbu-ke
le yeb'asenne
aleyhim
ilâ yevmi el kıyâmeti
men
yesûmu-hum
sûe el azâbi
inne
rabbe-ke
le serîu el ıkâbi
ve inne-hu
le gafûrun
rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz teezzene | ve bildirmişti |
rabbu-ke | senin Rabbin |
le yeb'asenne | mutlaka gönderecek |
aleyhim | onların üzerine, onlara |
ilâ yevmi el kıyâmeti | kıyâmet gününe kadar |
men | kim, kimse, kişi, kişiler |
yesûmu-hum | onları zorlayacak, yapacak |
sûe el azâbi | azabın kötüsü |
inne | muhakkak ki |
rabbe-ke | senin Rabbin |
le serîu el ıkâbi | elbette ikabı (cezası) seri, çabuk olan |
ve inne-hu | ve muhakkak ki o, gerçekten o |
le gafûrun | elbette, mutlaka gafurdur, mağfiret edendir |
rahîmun | Rahîm'dir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esması ile tecelli edendir |
Ve senin Rabbin kıyâmet gününe kadar, onlara azabın en kötüsünü yapacak kişileri mutlaka göndereceğini bildirmişti. Muhakkak ki senin Rabbin ikabı (cezası) çabuk olandır. Ve gerçekten O, elbette Gafur ve Rahîm’dir.
A'RÂF SURESİ 167. Ayeti Suat Yıldırım Meali
O vakit Rabbin, kıyamet gününe kadar onları kötü azaba uğratacak kimseler ortaya çıkaracağını bildirdi. Muhakkak ki Rabbin, dilediğinde cezayı çabucak verir, ama aslında gafurdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur).
Suat Yıldırım