Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


ثُمَّ لآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَآئِلِهِمْ وَلاَ تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe le âtiyenne-hum min beyni eydî-him min beyni eydi-him min halfi-him an eymâni-him şemâili-him lâ tecidu eksere-hum şâkirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
le âtiyenne-hum mutlaka onlara geleceğim
min beyni arasından
eydî-him onların elleri
min beyni eydi-him elleri arasından, onların önlerinden
min halfi-him onların arkalarından
an ...’den
eymâni-him onların sağları
şemâili-him onların solları
lâ tecidu bulamayacaksın
eksere-hum onların çoğu
şâkirîne şükredenler

Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim ve onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.

A'RÂF SURESİ 17. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(16-17) "Öyle ise" dedi, "Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım." "Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."

Suat Yıldırım