A'RÂF SURESİ 176. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَث ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ ﴿١٧٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(fe uksusi el kasasa) lealle-hum yetefekkerûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev | ve eğer, şayet |
şi'nâ | biz diledik |
le rafa'nâ-hu | mutlaka, elbette onu yükselttik (yükseltirdik) |
bi-hâ | onunla |
ve lâkinne-hu | ve fakat o |
ahlede | meyletti |
ilâ el ardı | arza, dünyaya |
ve ittebea | ve tâbi oldu, uydu |
hevâ-hu | hevasına, nefsinin afetlerine |
fe meselu-hu | böylece, artık onun durumu, hali |
ke meseli el kelbi | köpeğin misali, durumu, hali gibi |
in | eğer, olsa |
tahmil | hamle yaparsın |
aleyhi | ona |
yelhes | solur |
ev | veya, ya da, olsa da |
tetruk-hu | onu kendi haline terk edersin, bırakırsın |
yelhes | solur |
zâlike | o, işte o, işte böyle |
meselu el kavmi ellezîne | o kavmin hali ki onlar |
kezzebû | yalanladılar |
bi âyâti-nâ | âyetlerimizi |
faksusil kasasa
(fe uksusi el kasasa) |
artık bu kısası anlat |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yetefekkerûne | tefekkür ederler |
Ve şâyet dileseydik onu, onunla (âyetlerimizle) elbette yükseltirdik. Ve fakat o dünyaya meyletti ve hevasına (nefsinin afetlerine) tâbî oldu. Artık onun hali, köpeğin hali gibidir ki; onunla ilgilensen de solur, onu terketsen de (kendi haline bıraksan da) solur. Âyetlerimizi yalanlayan kavmin hali işte böyledir. Artık bu kısası anlat, böylece onlar tefekkür ederler.
A'RÂF SURESİ 176. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Eğer dileseydik, o kimseyi, bu âyetlerle iyiler derecesine yükseltirdik. Fakat o, aşağılığa saplandı ve hevâsına uydu. İşte bunun hâli, o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. (bayağılık ve ızdıraptan kurtulamaz.) Âyetlerimizi yalanlıyanların hali işte böyledir. (Ey Rasûlüm) sen hâdiseyi kâfirlere anlat. Olur ki gereği gibi düşünürler.
Ali Fikri Yavuz