Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


مَن يَهْدِ اللّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَن يُضْلِلْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ ﴿١٧٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

men yehdi allâhu fe huve el muhtedî ve men yudlil fe ulâike hum el hâsirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
men kim, kimi
yehdi allâhu Allah hidayete erdirir
fe huve el muhtedî o takdirde, artık o hidayete ermiştir
ve men ve kim, kimi
yudlil dalâlette bırakır
fe ulâike o takdirde, artık işte onlar
hum el hâsirûne onlar hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir).

Allah kimi hidayete erdirirse (kendisine ulaştırırsa), artık o hidayete ermiştir. Ve kim dalâlette bırakılırsa, işte onlar, onlar artık hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir).

A'RÂF SURESİ 178. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Allah kime (Hz. Muhammed gibi elçi seçerek) yol gösterirse, hidayete eren işte odur! Ve kimi, (Kur’an ile düzelmek istemeyip yanlış hayat tarzını seçenleri) de sapıklığında bırakırsa, işte hüsrana uğrayanların kendileri onlardır.

Sadık Türkmen