A'RÂF SURESİ 185. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
أَوَلَمْ يَنظُرُواْ فِي مَلَكُوتِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللّهُ مِن شَيْءٍ وَأَنْ عَسَى أَن يَكُونَ قَدِ اقْتَرَبَ أَجَلُهُمْ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ ﴿١٨٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e ve lem yanzurû
fî
melekûti
es semâvâti
ve el ardı
mâ halaka allâhu
min
şey'in
ve
en asâ
en yekûne
kad ıkterebe
ecelu-hum
fe bi eyyi
hadîsin
ba'de-hu
yu'minûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e ve lem yanzurû | bakmıyorlar mı, bakmazlar mı |
fî | içinde, ...de, hakkında, ...’a |
melekûti | nizam, saltanat, idare, mülkiyet, sunnetullah |
es semâvâti | gökler, semalar |
ve el ardı | ve yeryüzü |
mâ halaka allâhu | Allah'ın yarattığı şeyler |
min | ...den, ...dan |
şey'in | bir şey |
ve | ve |
en asâ | ihtimal olması, olasılık olması |
en yekûne | olması |
kad ıkterebe | çok yakın olmuş olan, çok yaklaşmış olan |
ecelu-hum | onların ecelleri |
fe bi eyyi | artık hangi |
hadîsin | söz |
ba'de-hu | ondan sonra (bundan sonra) |
yu'minûne | inanırlar (mü'min olurlar) |
Onlar yerlerin, göklerin hükümranlığına (sünnetullaha, idaresine) ve Allah’ın yarattığı şeylere ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimaline bakmıyorlar mı? Ondan sonra artık hangi söze inanırlar (mü’min olurlar).
A'RÂF SURESİ 185. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Peki Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mutlak egemenliğini, yarattığı bütün o nesneleri hiç gözönüne almıyorlar mı? Ve sormuyorlar mı kendilerine, ya vakit tükenip ecelleri gelmişse? Artık bundan sonra, başka hangi habere inanacaklar?
Abdullah Parlıyan