A'RÂF SURESİ 186. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
مَن يُضْلِلِ اللّهُ فَلاَ هَادِيَ لَهُ وَيَذَرُهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿١٨٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
men
yudlili allâhu
fe lâ
hâdiye
lehu
ve yezeru-hum
fî
tugyâni-him
ya'mehûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
men | kimse, kim, kimi |
yudlili allâhu | Allah dalâlette bırakır |
fe lâ | artık yoktur |
hâdiye | hidayete erdiren kimse, hidayetçi |
lehu | onun için |
ve yezeru-hum | ve onları bırakır, terkeder |
fî | içinde |
tugyâni-him | azgınlıkları, isyanları |
ya'mehûne | şaşırırlar, şaşkın halde olurlar |
Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).
A'RÂF SURESİ 186. Ayeti Muhammed Esed Meali
Allahın sapıklık içinde bıraktığı kimseler için yol gösterici yoktur. Allah, onları körcesine sağa sola sendeleyip dururken o kurumlu azgınlıkları içinde bırakacaktır.
Muhammed Esed