A'RÂF SURESİ 187. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِندَ رَبِّي لاَ يُجَلِّيهَا لِوَقْتِهَا إِلاَّ هُوَ ثَقُلَتْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ لاَ تَأْتِيكُمْ إِلاَّ بَغْتَةً يَسْأَلُونَكَ كَأَنَّكَ حَفِيٌّ عَنْهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِندَ اللّهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ ﴿١٨٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yes'elûne-ke | sana soruyorlar |
an es sâati | o saatten, o saat hakkında, saatini, vaktini |
eyyâne | ne zaman |
mursâ-hâ | karar kılınması, onun vuku bulması, meydana gelmesi, olması |
kul | de |
innemâ | sadece, yalnızca |
ilmu-hâ | onun ilmi |
inde rabbî | Rabbimin yanında, Rabbimin katında |
lâ yucellî-hâ | onu açığa çıkarmaz, açıklayamaz |
li vakti-hâ | onun vaktini, zamanını |
illâ huve | ondan başkası |
sekulet | ağır şiddetli (olay) |
fî es semâvâti | göklerde |
ve el ardı | ve arz, yer |
lâ te'tî-kum | size gelmez |
illâ bagteten | ansızın olmaktan başka bir şekilde (ancak, öyle ki ansızın gelir) |
yes'elûne-ke | sana soruyorlar |
keenne-ke | sanki sen |
hafiyyun | gizli olarak bilen (gizliden haberi olan) |
an-hâ | ondan, onu |
kul | de |
innemâ | sadece, yanlızca |
ilmu-hâ | onun ilmi |
inde allâhi | Allah'ın indinde, katında |
ve lâkinne | ve lâkin, fakat |
eksere en nâsi | insanların çoğu |
lâ ya'lemûne | bilmezler |
Sana saati (kıyâmet) ne zaman olacağını (karar kılındığını) soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O’ndan başkası açıklayamaz. Yerlere ve göklere ağır geldi, o size ansızın gelir (ansızın olmaktan başka bir şekilde gelmez).” Sen sanki ondan haberdarmışsın gibi soruyorlar. “Onun ilmi yalnızca Allah’ın katındadır.” de. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
A'RÂF SURESİ 187. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Ey peygamber! Sana kıyamet saatinden soruyorlar. “Ne zaman gelip çatacak?” diye. De ki: “Doğrusu buna dair gerçek bilgi, ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başka açığa vuracak kimse de yoktur. O kıyamet vakti göklere ve yere bütün ağırlığıyla çökecek ve sizi mutlaka umulmadık bir anda yakalayacak.” Sanki sen onun vaktini biliyormuşsun gibi sana onu tekrar sorarlar. Yine de ki: “Onun ilmi, ancak Allah katındadır. Fakat insanların çoğu, bundan habersizdirler.”
Abdullah Parlıyan