Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلاً خَفِيفًا فَمَرَّتْ بِهِ فَلَمَّا أَثْقَلَت دَّعَوَا اللّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ آتَيْتَنَا صَالِحاً لَّنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ ﴿١٨٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

huve ellezî halaka-kum min nefsin vâhıdetin ve ceale min-hâ zevce-hâ li yeskune ileyhâ fe lemmâ tegaşşâ-hâ hamelet hamlen hafîfen fe merret bi-hi fe lemmâ eskalet deavâ allâhe rabbe-humâ le in âteyte-nâ sâlihan le nekûnenne min eş şâkirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
huve ellezî o ki, ... yapan odur
halaka-kum sizi yarattı
min nefsin bir nefsten
vâhıdetin bir tek
ve ceale ve kıldı, yarattı
min-hâ ondan
zevce-hâ onun eşini
li yeskune meyletmesi, sükûn bulması, tatmin olması için
ileyhâ ona, onunla
fe lemmâ böylece, ... olduğu zaman, olunca
tegaşşâ-hâ onu (sarılıp) örttü
hamelet yüklendi (hamile kaldı)
hamlen bir yük (rahimdeki bebek)
hafîfen hafif olarak (ilk devresindeki aşılanmış hücre)
fe merret artık dolaştı, yürüdü
bi-hi onunla
fe lemmâ böylece, ... olduğu zaman, olunca
eskalet ağırlaştı, ağır oldu
deavâ allâhe ikisi Allah'a dua etti
rabbe-humâ ikisinin Rabbi
le in eğer gerçekten ... olsa
âteyte-nâ sen bize ver
sâlihan salih olan, salih (bir evlât)
le nekûnenne mutlaka oluruz
min eş şâkirîne şükredenlerden

Sizi bir nefsten yaratan ve onunla sükûn bulmanız için, ondan onun eşini yaratan O’dur. Böylece, onu (sarılıp) örtünce, hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Artık onunla dolaştı. Ağırlaştığı zaman ikisinin Rabbi Allah’a (ikisi) dua ettiler: “Eğer bize bir salih (evlât) verirsen mutlaka şükredenlerden oluruz.”

A'RÂF SURESİ 189. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

O, sizi bir candan (Âdemden) yaratan, bundan da, (gönlü) kendisine (yatıb) ısınsın diye, eşini yapan Odur (Allahdır). Vaktâ ki o, (eşini) örtüb bürüdü, o da hafif bir yük yüklendi de (bir müddet) bununla gidip geldi. Nihayet (gebeliği) ağırlaşıncâ ikisi de Rablerine şöyle düâ etdiler: «Eğer bize düzgün (hilkati tam) bir çocuk verirsen andolsun ki her halde şükredenlerden olacağız».

Hasan Basri Çantay