A'RÂF SURESİ 193. Ayeti Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَإِن تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لاَ يَتَّبِعُوكُمْ سَوَاء عَلَيْكُمْ أَدَعَوْتُمُوهُمْ أَمْ أَنتُمْ صَامِتُونَ ﴿١٩٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve in ted'û-hum
ilâ el hudâ
lâ yettebiû-kum
sevâun
aleykum
e deavtumû-hum
em
entum sâmitûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve in ted'û-hum | ve eğer onları çağırırsanız |
ilâ el hudâ | hidayete |
lâ yettebiû-kum | size uymazlar, tâbî olmazlar |
sevâun | birdir, eşittir |
aleykum | sizin üzerinize, sizin için |
e deavtumû-hum | onları davet mi ettiniz, çağırdınız mı |
em | veya, yoksa ... mı |
entum sâmitûne | siz sessiz kaldınız, çağırmadınız |
Ve eğer onları hidayete (Allah’a ulaşmaya) çağırırsanız size tâbî olmazlar. Onları davet mi ettiniz yoksa siz sessiz mi kaldınız? Sizin için birdir (sizin durumunuz aynıdır, farketmez).
A'RÂF SURESİ 193. Ayeti Ali Ünal Meali
(Ey müşrikler! O varlıklar nasıl ilâh ve Allah’a ortak olabilirler ki, bırakın hidayet etmeyi, dualara cevap vermeyi, onları ilâh edinip Allah’a ortak tanıyan) siz, onları iyi bir yola, hayırlı bir maksada çağıracak olsanız, bu çağrınıza bile cevap veremezler. Onlara ister böyle bir davette bulunmuşsunuz, ister bütün bütün sükût durmuşsunuz, hiç farketmez.
Ali Ünal