editorbet giriş

Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


إِنَّ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ عِبَادٌ أَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿١٩٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne ellezîne ted'ûne min dûni allâhi ıbâdun emsâlu-kum fed'û-hum (fe ud'û-hum) fe li yestecibû lekum in kuntum sâdıkîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne ellezîne muhakkak ki onlar
ted'ûne dua edersiniz
min dûni allâhi Allah'tan başka
ıbâdun kullar
emsâlu-kum sizin gibi
fed'û-hum (fe ud'û-hum) öyleyse onları çağırın
fe li yestecibû o zaman icabet etsinler
lekum size
in kuntum eğer siz ... iseniz
sâdıkîne sadıklar, doğru sözlüler

Muhakkak ki; Allah’tan başka dua ettikleriniz sizler gibi kullardır. Öyleyse onları çağırın. Eğer doğru sözlü iseniz böylece size (sizin duanıza) icabet etsinler (duanızı yerine getirsinler).

A'RÂF SURESİ 194. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(194-195) Allah’tan başka dua ve ibadet ettiğiniz bütün putlar, sizin gibi kullardır. Onların tanrılığı hakkındaki iddianız yerinde ise, haydi bakalım onları çağırın da size cevap versinler bakalım! Nasıl icabet edecekler ki, onların yürüyecek ayakları mı var? Yoksa tutacak elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yahut işitecek kulakları mı var, neleri var? De ki: "Haydi bütün şeriklerinizi çağırın, sonra bana istediğiniz tuzağı kurun, haydi elinizden geliyorsa bir an bile göz açtırmayın!"

Suat Yıldırım
Ankara Acil Kurye