Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِم بِآيَةٍ قَالُواْ لَوْلاَ اجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يِوحَى إِلَيَّ مِن رَّبِّي هَذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ ﴿٢٠٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ lem te'ti-him bi-âyetin kâlû lev lâctebeyte-hâ
(lev lâ ictebeyte-hâ)
kul innemâ ettebiu mâ yûhâ ileyye min rabbî hâzâ besâiru min rabbi-kum ve huden ve rahmetun li kavmin yu'minûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ lem te'ti-him ve onlara getirmediğin zaman
bi-âyetin bir âyeti
kâlû dediler
lev lâctebeyte-hâ
(lev lâ ictebeyte-hâ)
eğer, şâyet, keşke onu toplasan (düzsen, uydursan) olmaz mı
kul de ki
innemâ ancak, sadece
ettebiu ben tâbî olurum, uyarım
mâ yûhâ vahyolunan şeye, ne vahyolunuyor
ileyye bana
min rabbî Rabbimden
hâzâ bu
besâiru basiretler
min rabbi-kum Rabbinizden
ve huden ve bir hidayet, hidayete erdiren (Allah'a ulaştıran)
ve rahmetun ve bir rahmet
li kavmin bir kavim için
yu'minûne inanırlar, mü'min olurlar (kalplerine îmân yazılmış olanlar)

Ve onlara bir âyet getirmediğin zaman “Onu derleyip toplasaydın (bir âyet düzseydin) olmaz mıydı?” dediler. De ki: “Rabbimden bana ne vahyolunursa ben ancak ona tâbî olurum.” Bu, Rabbinizden basiretler (kalp gözlerinizin görmesini sağlayacak olan yardımlar)dır. Ve hidayete erdiren (Allah’a ulaştıran)dır. Ve mü’min olan (kalbine îmân yazılan) bir kavim için rahmettir.

A'RÂF SURESİ 203. Ayeti Edip Yüksel Meali

Kendilerine bir mucize getirmediğin zaman: 'Mucize isteseydin ne olurdu,' derler. De ki: 'Ben, ancak Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum.' Bunlar, Rabbinizden aydınlatmalardır, inanan bir toplum için bir hidayet ve rahmettir.

Edip Yüksel