Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ ﴿٢٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlâ rabbe-nâ zalem-nâ enfuse-nâ ve in lem tagfir-lenâ ve terham-nâ le nekûne enne min el hâsirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlâ dediler (o ikisi)
rabbe-nâ Rabbimiz
zalem-nâ zulmettik
enfuse-nâ nefslerimiz
ve in ve eğer, şayet
lem tagfir-lenâ bize mağfiret etmezsin
ve terham-nâ ve bize rahmet et
le nekûne enne mutlaka biz oluruz
min el hâsirîne hüsrana uğrayanlardan

İkisi şöyle dedi: “Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, şâyet Sen bize mağfiret ve rahmet etmezsen, biz mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.”

A'RÂF SURESİ 23. Ayeti Suat Yıldırım Meali

"Ey bizim Rabbimiz, kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz!" diye yalvarıp yakardılar.

Suat Yıldırım