A'RÂF SURESİ 37. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ أُوْلَئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُم مِّنَ الْكِتَابِ حَتَّى إِذَا جَاءتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُواْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ قَالُواْ ضَلُّواْ عَنَّا وَشَهِدُواْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَافِرِينَ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, öyleyse |
men azlemu | kim daha zalim |
mimmen ifterâ | iftira eden kimseden |
alâ allâhi | Allah'a |
keziben | yalan olarak, yalanla |
ev | veya |
kezzebe | yalanladı |
bi âyâti-hi | onun âyetlerini |
ulâike | işte onlar |
yenâlu-hum | onlara nail olur, erişir, ulaşır |
nasîbu-hum | onların nasipleri, payları |
min el kitâbi | kitaptan |
hattâ | sonunda, olunca |
izâ câet-hum | onlara geldiği zaman |
rusulu-nâ | resûllerimiz, elçilerimiz |
yeteveffevne-hum | onların vefat ettirir |
kâlû | dediler |
eyne | nerede |
mâ kuntum ted'ûne | ibadet ettiğiniz, dua ettiğiniz şeyler |
min dûnillâhi | Allah'tan başka |
kâlû | dediler |
dallû | saptılar (gittiler) |
an-nâ | bizden |
ve şehidû | ve şahit oldular |
alâ enfusi-him | kendi nefslerine, kendilerine |
enne-hum | kendilerinin ... olduğuna |
kânû kâfirîne | kâfirler oldular |
Allah’a karşı yalanla iftira edenden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim (var)dır? Kitap’tan (Kur’ân-ı Kerim’den) kendilerine nasipleri erişecek olanlar, işte onlardır. Onlara resûllerimiz (elçi melekler, ölüm melekleri) geldiği zaman, onları vefat ettirirlerken (onlara) şöyle dediler: “Allah’tan başka dua etmiş olduğunuz şeyler nerede?” (Onlar da): “Bizden saptılar (gittiler).” dediler. Ve kendilerinin (nefslerinin) üzerine kâfir olduklarına, kendileri şahitlik ettiler.
A'RÂF SURESİ 37. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Allâh üzerine yalan uydurandan yahut O'nun işaretlerindeki varlığını yalanlayandan daha zâlim kimdir? İşte onlara Kitaptan (nâzil olan bilgideki) nasipleri ulaşır. . . Nihayet onları vefat ettirmek için Rasûllerimiz kendilerine geldiği vakit: "Allâh dûnunda yönelip var sandıklarınız nerede?" derler. . . "Bizden kaybolup gittiler" derler ve hakikat bilgisini inkâr hâlinde olduklarına kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
Ahmed Hulusi