A'RÂF SURESİ 38. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
قَالَ ادْخُلُواْ فِي أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُم مِّن الْجِنِّ وَالإِنسِ فِي النَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّةٌ لَّعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّى إِذَا ادَّارَكُواْ فِيهَا جَمِيعًا قَالَتْ أُخْرَاهُمْ لأُولاَهُمْ رَبَّنَا هَؤُلاء أَضَلُّونَا فَآتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِّنَ النَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلَكِن لاَّ تَعْلَمُونَ ﴿٣٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle edhulû | girin dedi |
fî | içine, arasına |
umemin | ümmetler, topluluklar |
kad | oldu, olmuştur |
halet | gelip geçti |
min kabli-kum | sizden öncekilerden, sizden önceki |
min el cinni | cinlerden |
ve el insi | ve insanlar(dan) |
fî en nâri | ateşin içinde, ateşte |
kullemâ | her defasında |
dehalet | girdi, dahil oldu |
ummetun | ümmet, topluluk |
leanet | lânetledi |
uhte-hâ | kardeşleri |
hattâ | olunca |
izâ eddârakû | ard arda biraraya geldikleri zaman, gelince |
fî-hâ | orada |
cemîan | hepsi |
kâlet | dedi (dediler) |
uhrâ-hum | onların sonrakileri |
li ûlâ-hum | onların öncekileri için |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
hâulâi | işte onlar |
edallû-nâ | bizi saptırdılar, dalâlete düşürdüler, dalâlette bıraktılar |
fe | böylece, artık |
âti-him | onlara ver |
azâben | azap |
di'fen | iki misli, iki kat |
min en nâri | ateşten |
kâle | dedi |
li kullin | herkes için vardır |
di'fun | iki misli, iki kat |
ve lâkin | ve lâkin, fakat |
lâ ta'lemûne | siz bilmezsiniz |
(Allahû Tealâ) buyurdu: “Sizden önce geçmiş olan, ateşte bulunan insan ve cin topluluğuna girin. Her ümmet, her girişte (dahil olduğu zaman) hepsi orada ard arda toplanınca, (sapmalarına sebep olan) kardeşlerine lânet ettiler. Sonrakiler, öncekiler için: “Rabbimiz, bizi dalâlette bırakanlar işte bunlar, artık onlara ateşten iki kat azap ver.” dediler. (Allahu Tealâ) şöyle buyurdu: “Herkes için iki kat (azap vardır). Fakat siz bilmezsiniz.”
A'RÂF SURESİ 38. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Buyurdu: "Sizden önce geçmiş cinnden ve insten topluluklar arasında, Nâr'a (ateşe - radyasyona - yakıcı dalga boyu ortamına) dâhil olun". . . Her topluluk dâhil oldukça, inancını paylaştığı yakınına lânet eder! Nihayet hepsi orada bir araya gelip birikince, sonrakiler öncekileri için: "Rabbimiz. . . İşte bunlar bizi saptırdılar. . . Onlara Nâr'dan (ateş - radyasyon) iki kat azap ver" derler. . . Buyurdu: "Hepsi için iki katı vardır, fakat bilmiyorsunuz. "
Ahmed Hulusi