Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَقَالَتْ أُولاَهُمْ لأُخْرَاهُمْ فَمَا كَانَ لَكُمْ عَلَيْنَا مِن فَضْلٍ فَذُوقُواْ الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ ﴿٣٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâlet ûlâ-hum li uhrâ-hum fe mâ kâne lekum aleynâ min fadlin fe zûkû el azâbe bi-mâ kuntum teksibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâlet ve dedi (dediler)
ûlâ-hum onların evvelkileri
li uhrâ-hum onların sonrakilere
fe böylece, öyleyse, artık
mâ kâne lekum sizin yoktur
aleynâ bize
min fadlin üstünlükten (bir üstünlük)
fe zûkû el azâbe o zaman, öyleyse azabı tadın
bi-mâ şeyler sebebiyle
kuntum teksibûne kazanmış olduğunuz

Ve onların evvelkileri, sonrakilere: “Sizin bizden bir üstünlüğünüz yok. Öyleyse kazanmış olduğunuz şeyler sebebiyle azabı tadın.” dediler.

A'RÂF SURESİ 39. Ayeti Ümit Şimşek Meali

Öncekiler de sonrakilere 'Sizin bize bir üstünlüğünüz yok ki,' derler. 'Siz de kendi kazandıklarınızın azabını tadın.'

Ümit Şimşek