Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti lâ nukellifu nefsen illâ vus'a-hâ ulâike ashâbu el cenneti hum fî-hâ hâlidûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
ellezîne âmenû âmenû olan, îmân eden kimseler (hayatta iken Allah'a ulaşmayı dileyenler)
ve amilû es sâlihâti ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar)
lâ nukellifu sorumlu tutmayız
nefsen nefs, kişi, kimse
illâ ancak, yalnız, ...’den başka
vus'a-hâ onun gücü, kapasitesi
ulâike işte onlar
ashâbu el cenneti cennet ehli, halkı
hum onlar
fî-hâ orada
hâlidûne ebedî kalanlar, kalacak olanlar

Âmenû olanlar (hayatta iken Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar), kimseyi gücünden başka bir şeyle sorumlu tutmayız. İşte onlar cennet ehlidirler, onlar orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır).

A'RÂF SURESİ 42. Ayeti Ahmet Varol Meali

İman edip iyi işler işleyenler ise -ki biz hiçbir canı yapabileceğinden fazlasıyla yükümlü tutmayız- işte onlar cennete girecek olanlardır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.

Ahmet Varol