Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَنَادَى أَصْحَابُ الأَعْرَافِ رِجَالاً يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُواْ مَا أَغْنَى عَنكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ ﴿٤٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nâdâ ashâbu el a'râfi ricâlen ya'rifûne-hum bi sîmâ-hum kâlû agnâ an-kum cem'u-kum ve mâ kuntum testekbirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nâdâ ve seslendiler
ashâbu el a'râfi A'raf ehli, halkı
ricâlen adamlar
ya'rifûne-hum onları tanırlar
bi sîmâ-hum onları simaları ile, simalarından, yüzlerinden
kâlû dediler
olmadı (olumsuz anlam verir)
agnâ fayda, zenginlik
an-kum sizden, size
cem'u-kum sizin topladıklarınız
ve mâ ve şey, şeyler
kuntum testekbirûne kibirlenmiş oldunuz

Ve onları yüzlerinden tanıyan A’raf ehli adamlar, onlara seslendiler, şöyle dediler: “Sizin topladıklarınız ve kibirlenmiş olduğunuz şeyler, size fayda vermedi.”

A'RÂF SURESİ 48. Ayeti Ali Bulaç Meali

Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."

Ali Bulaç