Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


فَمَا كَانَ دَعْوَاهُمْ إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا إِلاَّ أَن قَالُواْ إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe mâ kâne dâ'vâ-hum iz câe-hum be'su-nâ illâ en kâlû innâ kun-nâ zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, artık
mâ kâne olmadı
dâ'vâ-hum onların duaları, yalvarmaları
iz olduğu zaman, olunca
câe-hum onlara geldi
be'su-nâ azabımız
illâ ...’den başka
en kâlû söylemeleri, demeleri
innâ gerçekten, muhakkak ki
kun-nâ biz olduk
zâlimîne zalimler

Azabımız onlara geldiği zaman, onların duaları (yalvarmaları): “Muhakkak ki; biz zalimler olduk.” demekten başka bir şey olmadı.

A'RÂF SURESİ 5. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Ve cezamız başlarına koptuğu zaman, kendi kendilerine “Vah bize, biz gerçekten yaratılış gayesine aykırı hareket edenlerdendik” demekten başka, söyleyecek sözleri olmamıştır.

Abdullah Parlıyan