Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لاَ يَخْرُجُ إِلاَّ نَكِدًا كَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ ﴿٥٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve el beledu et tayyibu yahrucu nebâtu-hu bi izni rabbi-hi ve ellezî habuse lâ yahrucu illâ nekiden kezâlike nusarrifu el âyâti li kavmin yeşkurûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve el beledu ve şehir, belde
et tayyibu temiz
yahrucu çıkar, çıkarır
nebâtu-hu onun bitkisi, nebatı
bi izni rabbi-hi Rabbinin izni ile
ve ellezî habuse ve kötü olan ki
lâ yahrucu çıkmaz, çıkarmaz
illâ ...’den başka
nekiden kıt mahsul, kuru ot, faydasız bitki
kezâlike işte bunun gibi
nusarrifu el âyâti âyetleri açıklarız
li kavmin bir kavim için
yeşkurûne şükrederler

Ve güzel belde (toprağı verimli ülke), Rabbinin izniyle nebatı çıkarır. Ve kötü (verimsiz, çorak) olan ise, faydasız, kıt bitkilerden başka bir şey çıkarmaz. İşte böylece şükreden bir kavme âyetlerimizi açıklıyoruz.

A'RÂF SURESİ 58. Ayeti Ali Bulaç Meali

Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.

Ali Bulaç