A'RÂF SURESİ 73. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.
وَإِلَى ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ قَدْ جَاءتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ هَذِهِ نَاقَةُ اللّهِ لَكُمْ آيَةً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِي أَرْضِ اللّهِ وَلاَ تَمَسُّوهَا بِسُوَءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٧٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ilâ semûde | ve Semud'a |
ehâ-hum | onların kardeşi |
sâlihan | Salih |
kâle | dedi |
yâ kavmi | ey kavmim |
u'budû allâhe | Allah'a kul olun |
mâ | yoktur |
lekum | sizin için |
min ilâhin | bir ilâh |
gayru-hu | ondan başka |
kad | olmuştur |
câet-kum | size geldi |
beyyinetun | bir beyyine, delil, ispat vasıtası |
min rabbi-kum | Rabbinizden |
hâzihî | bu |
nâkatu allâhi | Allah'ın (dişi) devesi |
lekum | sizin için |
âyeten | bir âyet, mucize |
fe zerû-ha | artık onu bırakın, salın |
te'kul | yesin |
fî ardı allâhi | Allah'ın arzında |
ve lâ temessû-hâ | ve ona dokunmayın |
bi-sûin | kötülükle |
fe ye'huze-kum | o zaman, yoksa sizi alır |
azâbun elîmun | elim, acı bir azap |
Semud (kavmine)’a, onların kardeşi Salih şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah’a kul olun. Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Rabbinizden size bir mucize (delil, ispat vasıtası) gelmiştir. Bu Allah’ın dişi devesidir. Sizin için bir âyettir (mucizedir). Artık onu, Allah’ın arzında (serbest) bırakın yesin, ona kötülükle (kötü niyetle) dokunmayın, yoksa sizi elim bir azap alır (yakalar).”
A'RÂF SURESİ 73. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Ey kavmim! dedi, Allah'a kulluk edin, ondan başka bir mabudunuz yoktur. Rabbinizden size apaçık bir delil gelmiştir, işte şu Allah'ın mahlûku dişi deve, size bir mucizedir o. Bırakın da Allah'ın yarattığı yeryüzünde otlayıp dursun ve ona kötülükle dokunmayın, sonra sizi elemli bir azâba uğratır.
Abdulbaki Gölpınarlı