Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen “el-A’râf” kelimesinden almıştır.


وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّبِيٍّ إِلاَّ أَخَذْنَا أَهْلَهَا بِالْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء لَعَلَّهُمْ يَضَّرَّعُونَ ﴿٩٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ ersel-nâ fî karyetin min nebiyyin illâ ehaz-nâ ehle-hâ bi el be'sâi ve ed darrâi lealle-hum yaddarraûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ ve olmadı (yoktur)
ersel-nâ gönderdik
fî karyetin bir beldeye, ülkeye
min nebiyyin bir peygamber
illâ yalnız, ancak, ...’den başka
ehaz-nâ aldık, uğrattık
ehle-hâ onun halkını
bi el be'sâi şiddetli fakirlik, sıkıntı
ve ed darrâi ve şiddetli darlık, zarar, hastalık, zorluk
lealle-hum umulur ki böylece onlar
yaddarraûne yalvarıp yakarırlar

Ve Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, onun halkını darlık ve sıkıntıya uğratmadığımız ülke yoktur ki; böylece onlar yalvarıp, yakarırlar.

A'RÂF SURESİ 94. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Biz (hangi) bölge halkına bir Nebi irsâl ettiysek, mutlaka onun halkını (kendini beğenmişliklerinden uzaklaştırmak için) sıkıntı, hastalık ile kuşattık; belki içtenlik ve alçak gönüllülükle yönelirler (diye).

Ahmed Hulusi