Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ فَزَادَهُمُ اللّهُ مَرَضاً وَلَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ ﴿١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kulûbi-him maradun fe zâde hum allâhu maradan ve lehum azâbun elîmun bi mâ kânû yekzibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
içinde, vardır
kulûbi-him onların kalpleri
maradun maraz, hastalık
fe o zaman, böylece
zâde artırdı
hum onlar, onlara, onların
allâhu Allah
maradan maraz, hastalık
ve ve
lehum onlar için vardır, onlara vardır
azâbun bir azap
elîmun elîm, acıklı
bi mâ sebebiyle
kânû oldular
yekzibûne yalanlıyorlar

Onların kalplerinde maraz (hastalık) vardır. Allah da bu sebeple onların hastalığını arttırdı. Tekzip etmiş olmaları (Allah’a ulaşmayı yalanlamaları) sebebiyle onlar için elîm bir azap vardır.

BAKARA SURESİ 10. Ayeti Ali Ünal Meali

Kalblerinin tam merkezinde (manevî hayat kaynaklarını kurutan, idraklerini körelten, karakterlerini bozan) gizli bir hastalık vardır; (gayz ve hasetlerine bir şifa olsun diye kurmaya çalıştıkları düzenler sebebiyle de) Allah, hastalıklarını arttırmaktadır. Sürekli yalan söyleyip durdukları için sadece çok acı bir azaptır onların hakkı.

Ali Ünal