BAKARA SURESİ 120. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ ﴿١٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve len terdâ | ve asla razı olmaz |
an-ke | senden |
el yahûdu | yahudi |
ve lâ en nasârâ | ve hristiyanlar da değil, olmazlar |
hattâ | oluncaya kadar, olmadıkça |
tettebia | sen tâbî olursun |
millete-hum | onların dîni |
kul | de, söyle |
inne | muhakkak ki, hiç şüphesiz |
hudâllâhi (hudâ allâhi) | Allah'ın hidayeti, Allah'a ulaşmak |
huve | o |
el hudâ | hidayettir |
ve le in | ve eğer gerçekten olursa |
itteba'te | sen tâbî oldun |
ehvâe-hum | onların nefslerinin istekleri, hevaları |
ba'de | sonra |
ellezî | ki o |
câe-ke | sana geldi |
min el ilmi | (ilimden) bir ilim |
mâ leke | senin için yoktur |
min allâhi | Allah'tan |
min veliyyin | (dostlardan) bir dost |
ve lâ nasîrin | ve yardımcı yoktur, olmaz |
Ve sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (Allah’ın Kendisine ulaştırması) işte o, hidayettir.”. Sana gelen ilimden sonra eğer gerçekten onların hevalarına uyarsan, senin için Allah’tan bir dost ve bir yardımcı yoktur.
BAKARA SURESİ 120. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Sen onların geleneklerine, hukuklarına tâbi olacak, hayat tarzlarını benimseyecek kadar onlara aşırı tavizler versen bile, yahudiler ve hristiyanlar asla seni tercih edip sana boyun eğmeyecekler. Allah’tan gelen, Allah’ın hidayet rehberi ile öğrettiği dinin tek doğru ve hak din olduğunu söyle. Sana vahiy ile gelen bu kadar bilgiden sonra, onların şahsî arzu ve ihtiraslarına uyacak olursan, andolsun ki, seni Allah’ın azabından koruyacak ne bir koruyucun, bir dostun, ne bir yardım edenin bulunur.
Ahmet Tekin