BAKARA SURESİ 144. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
قَدْ نَرَى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَاء فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضَاهَا فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَحَيْثُ مَا كُنتُمْ فَوَلُّواْ وُجُوِهَكُمْ شَطْرَهُ وَإِنَّ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِن رَّبِّهِمْ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ ﴿١٤٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kad | muhakkak, olmuştu |
nerâ | görüyoruz |
tekallube | çeviriyorsun |
vechi-ke | yüzünü |
fî es semâi | semaya |
fe le nuvelliye enne-ke | artık seni mutlaka çevireceğiz |
kıbleten | bir kıbleye |
terdâ-hâ | ondan razı, hoşnut olacağın |
fe velli | bundan sonra çevirin |
veche-ke | yüzünüzü |
şatra | taraf, yön |
el mescidi el harâmi | Mescid-i Haram |
ve haysu | ve nerede |
mâ kuntum | siz olursunuz, bulunursunuz |
fe vellû | öyleyse çevirin |
vucûhe-kum | yüzlerinizi |
şatra-hu | onun yönüne, tarafına |
ve inne | ve hiç şüphesiz, muhakkak |
ellezîne | o kimseler, onlar |
ûtû | verildiler |
el kitâbe | kitap |
le ya'lemûne | elbette biliyorlar, bilirler |
enne-hu | onun olduğu |
el hakku | bir hak, gerçek |
min rabbi-him | onların Rabbinden |
ve mâ âllâhu | ve Allah değildir |
bi gâfilin | gâfil |
ammâ (an mâ) | şey(ler)den |
ya'melûne | yapıyorlar |
Biz, senin (ilâhi emri bekleyerek), yüzünü göğe çevirdiğini görüyorduk. Artık mutlaka seni razı (hoşnut) olacağın kıbleye döndüreceğiz. Bundan sonra yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ve siz nerede olursanız (namazda) yüzlerinizi o yöne çevirin. Ve muhakkak ki kendilerine kitap verilenler, bunun Rab’lerinden bir hak (gerçek) olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.
BAKARA SURESİ 144. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Gerçekten de yüzünü göğe çevirip arandığını görmekteyiz. Seni, razı olacağın bir kıbleye yönelteceğiz. Hadi, yüzünü Mescid-i Harâm'a çevir. Siz de nerede bulunursanız bulunun, yüzlerinizi o tarafa döndürün. Kendilerine kitap verilenler de bilirler ki bu, Rablerinden gelmiştir, yerindedir, gerçektir ve Allah, onların yaptıklarından gafil değildir.
Abdulbaki Gölpınarlı