BAKARA SURESİ 178. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلَى الْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالأُنثَى بِالأُنثَى فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاء إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ ذَلِكَ تَخْفِيفٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذَلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿١٧٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey |
ellezîne | onlar, olanlar |
âmenû | âmenû oldular |
kutibe | yazıldı, farz kılındı |
aleykum(u) | sizin üzerinize, size |
el kısâsu | kısas, eşit olarak misilleme |
fî el katlâ | öldürülme hakkında |
el hurru | hür |
bi el hurri | hür ile |
ve el abdu | ve köle |
bi el abdi | köle ile |
ve el unsâ | ve kadın, dişi |
bi el unsâ | kadın ile, dişi ile |
fe men | fakat, o taktirde, artık, o zaman kim |
ufiye lehu | o affedilir |
min ahî-hi | onun kardeşi tarafından |
şey'un | bir şey |
fe | fakat, o taktirde, artık, o zaman |
ittibâun | tâbî olmak, uymak, gereğini yapmak |
bi el ma'rûfi | iyilikle, bilinen şekilde, örfe tâbî olarak |
ve edâun | ve eda etmek, ödemek |
ileyhi | ona |
bi ihsânin | ihsan ile |
zâlike | işte bu, bu |
tahfîfun | hafifletme |
min rabbi-kum | Rabbinizden |
ve rahmetun | ve bir rahmet |
fe men | fakat, o taktirde, artık, o zaman kim |
i'tedâ | haddi aştı |
ba'de zâlike | bundan sonra |
fe lehu | o taktirde, o zaman onun için (vardır) |
azâbun elîmun | elîm bir azap |
Ey âmenû olanlar! Katl (öldürülme) konusunda kısas üzerinize yazıldı (size farz kılındı). Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi (kısas olunur), fakat kim, onun (öldürülenin) kardeşi tarafından bir şey ile (bir diyet karşılığı) affolunursa (bağışlanırsa), o taktirde gereken, örfe tâbî olunması ve ona (affedene), (diyetin) ihsanla ödenmesidir. İşte bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa (saldırıya kalkarsa) o zaman onun için elîm bir azap vardır.
BAKARA SURESİ 178. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Ey imân edenler, cinayetlerde, öldürülenlere karşılık katillere kısas uygulanması, size yazılı bir kanun haline getirildi, farz kılındı. Hür bir maktûle karşı, hür bir kimseye, maktul bir köleye karşı bir köleye, maktul bir kadına karşı bir kadına kısas uygulanır, ölüm cezası verilir.
Ahmet Tekin
Ancak, maktûlün velisi, kardeşi tarafından kısas cezasından, vazgeçilen; ödeyeceği diyetin de bir kısmı bağışlanan kimseye, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine İslâmî kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uyularak, diyetin tahsilinde kolaylık gösterilmeli, sıkıştırılmamalı, katil de maktûlün tarafına süründürmeden, eksiltmeden diyeti güzellikle ödemelidir.
Bunlar, sizden öncekilere konan kurallara göre, Rabbinizin cezaları hafifletmesi ve rahmetinin, merhametinin tecellisidir. Kim bundan sonra, bu hüküm ve emirlere uymayarak haddi aşarsa, onun için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.