BAKARA SURESİ 186. Ayeti Ali Bulaç Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ ﴿١٨٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve izâ
seele-ke
ıbâdî
an-nî
fe innî
karîbun
ucîbu
da'vete
ed dâi
izâ
deâ-ni
fe
el yestecîbû-lî
ve li yu'minû bî
lealle-hum
yerşudûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve izâ | ve olduğu zaman, olunca |
seele-ke | sana sordu |
ıbâdî | kullarım |
an-nî | benden |
fe innî | o zaman muhakkak ki ben |
karîbun | yakın |
ucîbu | icabet ederim, karşılık veririm |
da'vete | davet, dua |
ed dâi | davet eden, dua eden |
izâ | olduğu zaman, olunca |
deâ-ni | beni davet etti, çağırdı |
fe | artık, o halde |
el yestecîbû-lî | onlar bana icabet etsinler |
ve li yu'minû bî | ve bana âmenû olsunlar |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yerşudûne | irşada ulaşırlar, irşad olurlar |
Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar).
BAKARA SURESİ 186. Ayeti Ali Bulaç Meali
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Ali Bulaç