BAKARA SURESİ 189. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
يَسْأَلُونَكَ عَنِ الأهِلَّةِ قُلْ هِيَ مَوَاقِيتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِأَنْ تَأْتُوْاْ الْبُيُوتَ مِن ظُهُورِهَا وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقَى وَأْتُواْ الْبُيُوتَ مِنْ أَبْوَابِهَا وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿١٨٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yes'elûne-ke | sana soruyorlar, sorarlar |
an | den |
el ehilleti | hilâller (Ay'ın hilâl şeklinden dolunay olana kadar geçirdiği hilâl şekilleri) |
kul | de, söyle |
hiye | o |
mevâkîtu | vakitleri bildiren vakit ölçüsü |
li en nâsi | insanlar için |
ve el haccı | ve hac |
ve leyse | ve değildir |
el birru | birr, ebrar yapan davranış biçimi |
bi en te'tû | gelmeniz, girmeniz |
el buyûte | evler |
min zuhûri-hâ | onun arkasından |
ve lâkinne | ve lâkin, fakat, oysa |
el birre | birr, ebrar yapan davranış biçimi |
menittekâ (men ittekâ) | kişi takva sahibi olur |
ve u'tû | ve gelin, girin |
el buyûte | evler |
min ebvâbi-hâ | onun kapılarından |
ve ittekû | ve takva sahibi olun |
allâhe | Allah |
lealle-kum | umulur ki böylece siz |
tuflihûne | felâha, kurtuluşa erersiniz |
Sana hilâllerden (ay’ın hilâle dönüşen hallerinden) soruyorlar. De ki: “O, insanlar için vakitleri ve hac zamanını bildiren bir “vakit ölçüsü”dür.” Birr (kişiyi ebrar yapan güzel davranışlar), (cahiliyet devrinde olduğu gibi) evlere arkalarından girmek değildir. Oysa birr, kişinin takva sahibi olmasıdır. Ve evlere kapılarından girin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.
BAKARA SURESİ 189. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Sana yeni doğan ay ile, hilâller ile ilgili sorular soruyorlar. Onlara:
Ahmet Tekin
'Hilâller insanların din ve dünya işlerini, hac ibadetini ifa etme vakitlerinin tesbiti işine yarar' de.
Gerçek iyilik, hakiki müslümanlık, İslâm’ın emirlerine riayet, meselelere tersinden yaklaşmak, evlere arka taraflarından gelmek değildir. Gerçek iyiler, hakiki müslümanlar, kâmil insanlar, Allah’a sığınan, emirlerine yapışan, günahlardan arınıp azaptan korunan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanlardır. Meseleleri doğru tarafından ele alın, evlere kapılarından girin.
Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunun ki, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eresiniz.