Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


يَسْأَلُونَكَ عَنِ الأهِلَّةِ قُلْ هِيَ مَوَاقِيتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِأَنْ تَأْتُوْاْ الْبُيُوتَ مِن ظُهُورِهَا وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقَى وَأْتُواْ الْبُيُوتَ مِنْ أَبْوَابِهَا وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿١٨٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yes'elûne-ke an el ehilleti kul hiye mevâkîtu li en nâsi ve el haccı ve leyse el birru bi en te'tû el buyûte min zuhûri-hâ ve lâkinne el birre menittekâ (men ittekâ) ve u'tû el buyûte min ebvâbi-hâ ve ittekû allâhe lealle-kum tuflihûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yes'elûne-ke sana soruyorlar, sorarlar
an den
el ehilleti hilâller (Ay'ın hilâl şeklinden dolunay olana kadar geçirdiği hilâl şekilleri)
kul de, söyle
hiye o
mevâkîtu vakitleri bildiren vakit ölçüsü
li en nâsi insanlar için
ve el haccı ve hac
ve leyse ve değildir
el birru birr, ebrar yapan davranış biçimi
bi en te'tû gelmeniz, girmeniz
el buyûte evler
min zuhûri-hâ onun arkasından
ve lâkinne ve lâkin, fakat, oysa
el birre birr, ebrar yapan davranış biçimi
menittekâ (men ittekâ) kişi takva sahibi olur
ve u'tû ve gelin, girin
el buyûte evler
min ebvâbi-hâ onun kapılarından
ve ittekû ve takva sahibi olun
allâhe Allah
lealle-kum umulur ki böylece siz
tuflihûne felâha, kurtuluşa erersiniz

Sana hilâllerden (ay’ın hilâle dönüşen hallerinden) soruyorlar. De ki: “O, insanlar için vakitleri ve hac zamanını bildiren bir “vakit ölçüsü”dür.” Birr (kişiyi ebrar yapan güzel davranışlar), (cahiliyet devrinde olduğu gibi) evlere arkalarından girmek değildir. Oysa birr, kişinin takva sahibi olmasıdır. Ve evlere kapılarından girin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

BAKARA SURESİ 189. Ayeti Ali Ünal Meali

(Ey Rasûlüm,) sana (Ramazan ayı münasebetiyle) hilâllerden soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlara vakitleri, bir de Hac zamanlarını bildirir.” (Kâinat hadiselerini birtakım bâtıl inanışlara göre değerlendirmeyin; ayrıca onların sizi ilgilendiren yanlarına bakın. Kur’ân’ı bir yıldızname, Rasûlüllah’ı bir müneccim gibi düşünüp, sorular sormayın.) Çünkü gerçek fazilet, evlere arkalarından girmeniz değildir; gerçek fazilet, (hakkıyla inanıp, imanın gereklerini yerine getirerek, bütün gücüyle) takvalı olmaya çalışan(ın hali)dir. O halde, evlere kapılarından girin, (her konuyu kaynağından araştırın ve kime ne sorulacağını, kiminle nasıl münasebette bulunulacağını bilerek davranın). Emir ve yasaklarına tam ittiba ile Allah’ın korumasına girin ki, gerçek mazhariyete, muradınıza ve gerçek kurtuluşa erebilesiniz.

Ali Ünal