BAKARA SURESİ 191. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ وَالْفِتْنَةُ أَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ وَلاَ تُقَاتِلُوهُمْ عِندَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ حَتَّى يُقَاتِلُوكُمْ فِيهِ فَإِن قَاتَلُوكُمْ فَاقْتُلُوهُمْ كَذَلِكَ جَزَاء الْكَافِرِينَ ﴿١٩١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve uktulû-hum | ve onları öldürün |
haysu | yer |
sekıftumû-hum | onları buldunuz, yakaladınız, |
ve ahricû-hum | ve onları çıkarın |
min haysu | yerden |
ahracû-kum | sizleri çıkardılar |
ve el fitnetu | ve fitne |
eşeddu | daha şiddetli, daha kuvvetli, daha fena |
min el katli | öldürmekten |
ve lâ tukâtilû-hum | ve onları katletmeyin, onlarla savaşmayın, onları öldürmeyin |
inde | yanında |
el mescidi el harâmi | Mescid-i Haram |
hattâ | oluncaya kadar, olmadıkça |
yukâtilû-kum | sizinle savaşırlar |
fî-hi | orada |
fe | artık, bundan sonra, fakat |
in kâtelû-kum | eğer sizinle savaşırlarsa, |
fe uktulû-hum | o zaman, o taktirde, onları öldürün |
kezâlike | işte böyle |
cezâu | ceza |
el kâfirîne | kâfirler |
Onları (size savaş açanları), bulduğunuz (yakaladığınız) yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Fitne (çıkarmak), (adam) öldürmekten daha şiddetlidir (kötüdür). Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla orada savaşmayın. Fakat eğer (orada) sizinle savaşırlarsa (sizi öldürmeye kalkarlarsa), o taktirde (siz de) onlarla savaşın (onları öldürün). Kâfirlerin cezası işte böyledir.
BAKARA SURESİ 191. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Onları, size savaş açanları, size düşmanca davrananları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi hicrete mecbur ettikleri yerden, Mekke’den siz de onları çıkarıp sürün. Temel hak ve hürriyetlere yapılan tecavüz, baskı, zulüm ve işkence, fitne, cinayetten ve savaştan daha ağır sorumluluğu gerektirir.
Ahmet Tekin
Mescid-i Haram civarında, onlar size saldırmadıkça, düşmanca davranmadıkça siz onlarla savaşmayın. Onlar sizinle savaşırlar, düşmanca davranırlar, sizi öldürmeye kastederlerse, onları öldürün. İşte kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin cezası böyledir.