BAKARA SURESİ 194. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
الشَّهْرُ الْحَرَامُ بِالشَّهْرِ الْحَرَامِ وَالْحُرُمَاتُ قِصَاصٌ فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُواْ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ ﴿١٩٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
eş şehru | ay |
el harâmu | hürmetli, yasak, haram |
bi eş şehri | ay ile |
el harâmi | hürmetli, yasak, haram |
ve el hurumâtu | ve ihtiram, hürmetler, yasaklar, haram- lar |
kısâsun | kısas, suçluya işlediği suçun |
fe men | o zaman, o halde kim ise |
i'tedâ | zulmetti, hakka tecavüz etti, saldırdı |
aleykum | size |
fe i'tedû | o zaman, saldırın |
aleyhi | onun üzerine, ona |
bi misli | misli kadar, onun gibi, onun kadar |
ma i'tedâ | zulmettiler, hakka tecavüz ettikleri şey |
aleykum | sizin üzerinize, size |
ve ittekû | ve takva sahibi olun |
allâhe | Allah'a karşı |
ve i'lemû | ve bilin |
enne | olduğunu |
allâhe | Allah |
mea | ile, beraber, birlikte |
el muttekîne | takva sahipleri |
Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler (yasaklar) karşılıklıdır. O halde kim size saldırırsa o zaman onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın. Allah’a karşı takva sahibi olun ve Allah’ın takva sahipleriyle beraber olduğunu bilin!
BAKARA SURESİ 194. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda, size saldıranlara karşılık verin. Saldırmazlık kanununun, örfünün ihlâli kısas kanununa tâbidir. Kim size saldırırsa, size yapılan saldırıya misilleme yaparak aynıyla cevap verin.
Ahmet Tekin
Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerle beraberdir.