BAKARA SURESİ 198. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَبْتَغُواْ فَضْلاً مِّن رَّبِّكُمْ فَإِذَا أَفَضْتُم مِّنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُواْ اللّهَ عِندَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ وَإِن كُنتُم مِّن قَبْلِهِ لَمِنَ الضَّآلِّينَ ﴿١٩٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
leyse | değil |
aleykum | sizin üzerinize, size |
cunâhun | günah |
en tebtegû | aramanız, talep etmeniz, istemeniz |
fadlan | lütuf, kerem, fazl, Allah'tan gelen nur |
min rabbi-kum | Rabbinizden |
fe | o zaman, artık |
izâ | olduğu zaman |
efadtum | topluca geldiniz, akın akın geldiniz |
min arafâtin | Arafat'tan |
fe uzkurû | o zaman zikredin |
allâhe | Allah |
inde | yanında |
el meş'ari el harâmi | Meş'aril Haram, Arafat'tan dönüş |
ve uzkurû-hu | ve onu zikredin |
kemâ | gibi, şeklinde, şekilde |
hedâ-kum | sizi hidayete erdirdi |
ve in | ve ise, sadece, doğrusu |
kuntum | siz oldunuz, idiniz |
min kabli-hî | ondan önce |
le | elbette |
min ed dâllîne | dalâlette olanlardan |
Rabbinizden fazl istemeniz size günah değildir. Artık Arafat’tan akın akın geldiğiniz zaman Meş’aril Haram’ın yanında Allah’ı zikredin. Ve sizi hidayete erdirdiği şekilde siz de O’nu zikredin. Ve siz ondan (hidayetten) önce ise, elbette dalâlette kalanlardandınız.
BAKARA SURESİ 198. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbinizden gelecek bir lütfu, kazancı aramanızda size herhangi bir günah yoktur.
Ahmet Tekin
Arafattan akın akın indiğinizde, Meş’ar-i Haram yanında, Müzdelife’de Allah’ı zikredin. Allah’a ibadet edin, Allah’ın dinini, şeriatını anlatın. Allah’ın, Kur’ân’da ve Rasûlünün sünnetinde size öğrettiği şekilde şer’î mükellefiyetleri yerine getirerek, dinini, kitabını ve sünneti anlatarak onu zikredin. Doğrusu siz, bundan önce, başlarına buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenler arasındaydınız.